Demokrasiyi Sarsan Dijital Dalgalar

Günümüz sosyal medya hesaplarında, haber niteliği bile taşımayan paylaşımların bir salgın hastalık gibi yaygınlaşması gerçekten endişe verici bir durumdur. Dijitalleşmenin gelişmesi ve yaygınlaşması beraberinde birçok kolaylığı bizlere sunmasıyla birlikte zorluk ve tehdit de oluşturmaktadır. ''The Economist dergisi 2017 Kasım sayısının kapağında ''Sosyal Medya demokrasiyi tehdit mi ediyor?'' sorusunu soruyordu.'' (Göksun, 2024: SETA). Artık her geçen gün demokratik değerleri tehdit eder hale geldi. Özellikle de kitleleri bir virüs gibi ele geçirmeye devam ediyor. Nefret söylemleri gün yüzüne çıkıyor ve ayrışmalar vücut buluyor. Okuduğum bir makaleden alıntıyla netlik kazandırmak isterim. ''Geçen zaman içerisinde sosyal medya platformlarının, bireylerin kendilerini özgür biçimde ifade edebilecekleri bir mecra olmaktan öte, bu mecrayı daha etkili ve güçlü biçimde kullanabilen devletlerin, örgütlerin ve şirketlerin faaliyet alanı haline dönüştüğünü görüyoruz.'' Sosyal medyanın ''özgür'' ortamından faydalanan terör örgütlerinin türlü propagandalar yaptığı görüldü. Yakın bir zamanda Instagram'ın bir süre kapalı olmasının sebeplerinden biri de buydu aslında. Milli değerlerin korunması ve ülke çıkarları gereği ödün vermemiz gerekiyordu. Fikirlerin serbest dolaştığı bu piyasada, kullanıcıların her gün gördüğü paylaşımların doğruluğunu teyit edecek tek mekanizma olduğu öngörülmektedir. Dezenformasyonla mücadele, her birimizin sorumluluğu altında olan bir görev olmalıdır.

Şu net bir şekilde anlaşılmalıdır: '' Çoğu dezenformasyonun yayılmasının arkasında bir sebep var: şüphe yaratmak, popüler inançları desteklemek yahut başka inançlara karşı çıkmak. Bağlamdan arındırılmış, düzenlenmiş veya sahte olarak üretilmiş görüntüleri ve sesi doğrulamak çok zor. [...] Unutmayın: Eğer emin değilseniz paylaşmayın!'' (Bayer ve Bouwmeester, 2022)